fbpx
Bugünlerde en çok 2 şeye çok sinirleniyorum ... 1- evlenenlere  2- hamilelere  Neden herkes bir anda evleniyor ben anlamıyorum...  Zaten 2-3 yıla ayrılıyorlar ,  Boşanma oranının bu kadar arttığı bir dönemde neden don kişot gibi yel değirmenleri ile savaşmayı seçiyorlar ... bir sürü masraf yapıp aileleri mutlu olsun diye tanımadıkları insanlara düğün eğlencesi yapıyorlar , bilmem ne teyzelerin oğlunu da çağıralım geyikleri arasında kahroluyorlar ...  sonra...
Günlerdir evde mayışıyorum, güya bir sürü şey yapacaktım, galiba güneşsizlik enerjimi aldı ...     Ve günlerden sonra güneş göz kırptı , baktık güzellikler bize gelmiyor kalktık biz onlara gittik ... Egeliyiz biz güneş gördük mü penguenler gibi su kenarına koşarız.. Bizim memlekette böyle bir deniz var:) her akşam üstü bu keyif aynı :) o görülen köprü ile karşıdaki kum adasına ulaşılır , deniz ile kara...
Bahar geldiğinde delirenlerden olduğumu bu bahar bir kere daha anladım:):):) Sanki Allah baba bahar mevsimini ; ''kızım sen normal değilsin bak bu da ispatı demek için yaratmış '' insan bu kadar mı uçar kaçar , herkes sana bir şey oluyor diyor :)  ne olabilir ki koskoca doğa bile kıştan kurtulduğumuz için renkten renge dolanırken benim aynı tonda kalmam mümkün mü  .... zaten hiper aktifim...
cuma demek, sabah alarmsız uykular demek,  sabah konservatVuar öğrencisi komşumun Violasıyla sokağı neşelendirmesi demek ( tabi bu benim varsayımım :)belki de adam yada kadın önemli biri bilmiyorum :) kahvaltıda , göz yumurta demek :)  salonun ortasında yayılarak gazete okumak demek,  çiçek bakımı ,sabah yürüyüşü demek ... biriken kitaplara başlamak, yarım kalanları bitirmek demek :) hep böyle günlük güneşli şeyler yok tabi ki :)  çamaşırlar yıkanacak, ütüler...
bazen öyle hızlı geçiyor ki zaman , gerçek miydi diye idrak etmeye nefes aralığı kalmadan, başka bir olay , başka bir sorun , başka bir aktivite, bazen başka bir aşk, bazen başka bir iş vs.... bunun en sorun hali de ;kimse kendini dinlediği zamanlar yaşamıyor , yaşadıkları sorunları idrak etmeden yeni bir soruna atlıyorlar, en başta sorun değil kurtuluş olarak...
onca kalabalık içinde bazen uyuşmuş bir şekilde sadece çalışıyoruz   ne dost hatırlıyoruz, ne arkadaş....  gün içinde delirmiş iletişim çılgınlığından,  akşam olunca çalan dost telefonlarını bile açmıyoruz.... bazen susmak için yapıyoruz, biraz kendi hava sahamızda  nefes alalım diye... çok yoğunum, çok kalabalığım diye dertleniyoruz.... ama bir an geliyor.... o hayatımız boyunca yaşadığımız ama bir türlü alışamadığımız , en acı anda ... bir dostu uğurlarken hatırlıyoruz..... yalnızız lan işte...
İnsan evladı gazla yürür  Ciddiyim, ölecek olan yaratıkların bu denli hırslarının olması başka türlü açıklanabilir mi ? öleceksin ama hala ev alma derdindesin, para biriktirme derdindesin neden ?bunlar hep gazdan yani motivasyondan kaynaklı sorunlar ;) Zaten konumuzda bu değildi benim kendi kendime verdiğim gaz yada arkadaşımın bastırdığı ağır motivasyon ile tuttum kendime facebook sayfası açtım.  Ama sayfayı bir kategoriye bağlamam gerekiyor ve blog...
Bazen atarlı yazılar yazıyorum, çokça yiyorum, genelde geziyorum çünkü bir yerde sabit kalmayı sevmiyorum, hayatın biriktirdikçe çoğaldığına güzelleştiğine inananlardanım. O kadar büyük cümlelerim yok, şu an için kendimce yazıyorum. okuyorsanız ve kim olduğumu merak edip bu sayfaya geldiyseniz teşekkür ederim.

Caferli Köyünü duydunuz mu ?

Şirin bir Ege Köyü Şirin olmasının yanında en önemlisi inanılmaz bir özveri ve gönül adanmış bir proje.Caferli Köyü...

Halfeti efsaneleri