Egeliysen bayramda aile yanında geçireceksin en mükemmel seçim budur .
Eğer seçimin bu olmadıysa, çok kalabalıktı, her yer berbattı , ilgilenmediler bizimle diye ağlamayacaksın..
ve en önemlisi ''
Nerde o eski bayramlar ''deyip otelde güneşlenirsen eski bayramlar olmaz tabi ki ...
Zaten ayda yılda bir tatile çıkan büyük şehir insanlarını bırak gitsin bu tatilde Çeşme'ye Bodrum'a sen her hafta sonu gidebilirsin, ama yok...
Nasıl sinir oluyorum, tutkuları heyecanları olmayan insanlara ....
Hiç bir şey üretmiyorlar,
Hiç bir şeyle ilgilenmiyorlar...
Sadece ekran seyrediyorlar....
yapılan her şeye bahane üretiyorlar ...
Hiç bir şey geliştirmiyorlar, üretmek adına hiç bir katılım göstermiyorlar....
Böyle gelmiş, böyle giderci insanlar....
Kabullenilmiş çaresizlikleri olan zavallılar sürüsü,
kabullendiğin şeyden vazgeçsen belki kendin için daha mutlu bir kapıyı açacaksın...belki senin sevmeden attığın adımı başkasının koşarak gitmesine sebep olacaksın ....
Korkaklar.... sahip olduklarından...
Denizin sessiz sakin gece durgunluğunu, ilk defa deniz görmüş birine anlatmak gibidir , diğer insana kendini anlatmak….
O zanneder ki hep böyle durur…hep huzur devam edecek…
Fırtına görmemiş insana dalgaları anlatamazsın…
Yada bir fırtına ile o ihtişamlı geminin nasıl alt üst olacağını nasıl anlatabilirsin ki ?
Ne dersen de bünye kabul etmez huzursuzluğu :) (hayal dünyan kabul etmez düşüp kalkmaları diyelim :)
Biz insan evladı...
Size de oluyor eminim, bir seyden vazgecip sırtını dönüp baska bir güzergaha yol alıyorsun , sonra o yolda bir sey oluyor, bir anda aslında kafanda kırıntıların kaldığını farkediyorsun, tıpkı cok açıkıp soluksuz yediğin bir yemeğin sonunda koynuna kacan ekmek kırıntıları gibi batıyor. ....
Icinden demedigin kalmıyor, sevgili hafızam biz geçtik o faslı niye bunu yapıyorsun?
Akıl yarım hiç bir şeyi bir...
bazen daralırsın ve kaçmak istersin herşeyden , herkesten....
işte tam da o ''bazen'' deyim....
uzun süre kimseyle konuşmayacağım bir yer olmalı, hatta dilini bilmediğim bir deniz kıyısı en güzeli , çünki ben konuşmadan duramam ....dilini bilmediğim bir ülke de böylece susmayı öğrenirim, konuşan uvuzlarım dinlenir .
sıcak olmalı ama daraltmayanından, öğlen güneş altında buz gibi biramı içerken uykuya dalmalıyım, tam en güzel...
Atarlı Giderli İçli yazılar
Edepli edebinden susar, edepsiz ben susturdum zannedermiş…
Öznur Vardar -
Bir sürü kaos olurken suskun kalmak galiba umur çıtamızla alakalı .....
(tabi bunu erişkin insan evladı ancak ;
neden sesimi çıkarmıyorum ki?
neden hırlamıyorum ki ?....diye kendi kendine konuşarak geçirdiği, kendini sorguladığı zamanlardan sonra farkediyor)
Farkındalıklarımız bizi rahatlatıyor , ve bunu böyle zamanlardan sonra keşfettim, rahat mıyım ? hemde nasıl:)
ve en büyük keyifmiş kaosun içinde sukunetini korumak.....
bu kaosun karşı kıyısının egoları ile...
Atarlı Giderli İçli yazılar
yutkunan insanlara iyi davranın :) onlar iyi niyetli insanlardır ….
Öznur Vardar -
Tam dilimin ucuna geliyor yutkunuyorum
Hanımlık bende kalsın diyorum.
Birinin yüzüne yapmadıklarını , olmadıklarını söylemek edeple alakalıdır .
Annem ; allah bin bir ayıbımızı görür yüzümüze vurmaz der.
Belki o yüzden . ... SUSUYORUM ...
haklı mı ? bilmiyorum ki orası biraz karışık biraz ...
Önceden bana mı kaldı olmayanları söylemek derdim hep...
Ama son dönemde bakıyorum, konuşmadıkça yutkundukça edepli edebinden susuyor, edepsiz kendini bir şey...
Atarlı Giderli İçli yazılar
” herkes delirmişti bu sebeple tüm delileri sokağa saldılar…”
Öznur Vardar -
delilerden sen anlarsın konuş onlarla ....
aslında kıytırık blog yazarı burada şarkıdaki romantik delilerden bahsetmiyor , bildiğin gözü dönmüş sağa sola saldıran ciddi delilerden bahsediyor.... Ama konuşacak akıllı yok..
balık baştan kokar ;
cumhurbaşkanı deli
her gün yeni bir yalan ve manyaklık silsilesi ile uyanıyoruz, hatta uyuyamıyoruz....
her gün birilerinin kardeşi oğlu ölüyor neden ? deli bir cumhurbaşkanı ve egoları şişik siyasetçiler yüzünden ....
çoğumuz...
Atarlı Giderli İçli yazılar
Hiç sevmem yarım kalan şeyleri, mış gibileri, bir var bir yokları ….
Öznur Vardar -
nasıl sevmem yarım yamalak şeyleri bir bilsen ....
bir varmış bir yokmuşları,
mış gibi ama değilleri ....
ya vardır yada yok, arası olamaz ki...
olursa sakat olur , oldurmalar olur ....
yok edersin olur gider...
yakarsın o küllerden doğarsın zavallı kuş bile yapabilmiş sen mi yapamayacaksın hey alemi beşer ....
hele ki öyleymiş gibi ama değiller nasıl delirticidir, sen hiç kırmızının yeşil gibi tanımını duydun mu ?
Duyamazsın...
Sevgili zaman; İşte şimdi tamda burada biraz dur olur mu?
Bir zeytin ağacı altında, cırcır böcekleri kulağımda hafif
esinti...
Zeytin ağacının kutsal ağaç olduğunu hepimiz biliyoruz, güneşten mayışmış, zeytin huzurunu yaşarken nedense ruhsal anlamda da insanoğluna iyi geldiğini düşündüm.
Zeytinin mitolojik hikayeleri ise anlatmakla bitmez , son 2 saattir zeytinin mitolojik hikayelerini okuyorum , okuyorum, okuyorum.....
.
Güneşin verdiği tembellikten olsa gerek araştırma yaparken bir...
Bazen atarlı yazılar yazıyorum, çokça yiyorum, genelde geziyorum çünkü bir yerde sabit kalmayı sevmiyorum, hayatın biriktirdikçe çoğaldığına güzelleştiğine inananlardanım.
O kadar büyük cümlelerim yok, şu an için kendimce yazıyorum. okuyorsanız ve kim olduğumu merak edip bu sayfaya geldiyseniz teşekkür ederim.
Caferli Köyünü duydunuz mu ?
Şirin bir Ege Köyü
Şirin olmasının yanında en önemlisi inanılmaz bir özveri ve gönül adanmış bir proje.Caferli Köyü...