Bir sürü kaos olurken suskun kalmak galiba umur çıtamızla alakalı …..
(tabi bunu erişkin insan evladı ancak ;
neden sesimi çıkarmıyorum ki?
neden hırlamıyorum ki ?….diye kendi kendine konuşarak geçirdiği, kendini sorguladığı zamanlardan sonra farkediyor)
Farkındalıklarımız bizi rahatlatıyor , ve bunu böyle zamanlardan sonra keşfettim, rahat mıyım ? hemde nasıl:)
ve en büyük keyifmiş kaosun içinde sukunetini korumak…..
bu kaosun karşı kıyısının egoları ile boğuşmasını seyretmek ise paha biçilmez ;)…
bunun için bedeller ödedim mi? ; ödemez miyiiiiim !!!!
hem de çok 🙂
ne anlatırsan anlat o kişinin anlattığı ve iletişime onay vermesi kadardır cümleleriniz…
herkesin kalıplarının var olduğunu öğrendim önce , sonra ilk koyulan teşhisin aşılamayacağının ( çünki bu en kolay kendini kabul ettirme biçimi ; ben buyum inat kişisi olmaktan geçer … 🙂 )
hele söz konusu başlıktaki edepsiz ise işin çok zordur …
işte o zaman susacaksın , o susturduğunu zannedecek, sen içindeki çakıl taşlarını yerleştireceksin önemli köşelere ….
bu vazgeçmek mi ? zannetmiyorum….
sadece olanı kabul etmek …
hatta en sevdiğim stratejik cümlemi yazıp bilgisayarımı kapatacağım….
önce gerçeği tespit edeceksin, sonra var olan tespit edilmiş gerçek üzerine kendi gerçeğini yaratacaksın……