fbpx
O kadar çok filme,kitaba ve son zamanlarda dost muhabbetlerinde geyiğe maruz bir konu ki, kadınların ne istediğini denklemlerle çözmeye çalışıyorsunuz ne yazık.... Oysa ki sevgili Frida, Diego' suna yazdığı mektupların birinde ne güzel anlatmış, kadınların ne istediklerini...... senden niye vaz geçtim diego! kötü günümde yanımda olmadığın zaman vazgeçtim. canın sıkıldığında benimle paylaşmadığını, kırılacak veya tedirgin olacak olsam bile düşüncelerini açıkça söylemediğini anladığım zaman...
Tatil dediğin gerçekten de aslında herkese göre değişir, genelde tatil dönemlerimde telefonum hiç susmaz . Nereye gidelim, tanıdık var mı ? nereyi önerirsin ? Bu cümleler ....uzar gider. Ama önemli olan nasıl bir tatil hayal ettiğinizdir . bazıları her şey dahil otel severler , tüm gün yemek,  müzik,  aktivite severler, bazıları için su kenarında çimmektir tatil, bazıları Küçük , butik, karakterli otelleri...
Bodrum' a gitmişsin her şey dahil otele yayılmışsın, ne Bodrum seni görmüş, ne sen Bodrum'u neymiş Bodrum'da tatil yapmışsın. Şehirde bir otelde de kalabilirsin havuzlu her şey dahilli bence aynı şey. Bodrum' a nefes nefese gitmeyeceksin rahat rahay giy tanga terliklerini in şehir merkezine ... Tatil dediğin keyiftir, yemektir, içmektir. . Koşturmanıza hız yapmanıza acele etmenize gerek yok .... yavaş yavaş şehri...
Öğlen yemeği denince esnaf lokantalarını ve Kemeraltı'nı tek geçerim. Kemeraltı diyince de Bizim lokantalar yarışır. bizim lokantalar diyorum çünkü 2 tane bizim lokanta var. 2si de bizim 2 sini de severim . Şimdi yazacağım eskisi yani parçalanmadan önce olan minik bizim lokanta . Önünde sıra beklediğimiz . Balık Çorbası, ayak paçası ,İşkembeli nohutu ve zeytin yağlıları ile vazgeçilmezim. Havalar sıcak ayak paçayla ilişkimiz eski...
Sabah uyanıp ilk vapurla Pasaporta 'a geçmek kadar keyiflisi yoktur. Genelde dışarıda yapılan çayları içmem ve sevmem ama sabahın ilk vapur çayını sırf ritüel hatırına yudumlarım... ( neden dışarıda yapılan çayı sevmem hemen anlatayım; ruh yoktur o çayda, aşk yoktur, duygu yoktur, suya özensizce ittirilmiş çay yapraklarının mutsuz sonu gibidir ) bir de vapurda şöyle abes bir durumum var; herkes sabah mahmurluğu,  sıcak...
Klasik sosyal medya ağlanmaları part bilmem kaç.... Son yıllarda o kadar çok telefonla konuşuyoruz ki.... Fikir yürütüp , sonuca varabileceğimiz en ufak konuda bile hemen telefon edip danışıyoruz, sorumluluk almayıp,   insiyatif kullanmayıp,  ota boka telefona sarılıyoruz...bildiğiniz telefon yüzsüzüyüz.... sonra mesai  bittiğinde, akşam olduğunda /hafta sonlarında  telefona bakmak istemiyoruz, kimseyle konuşmak istemiyoruz,  o zaman ekran izlemeye başlıyoruz, Özledim dediğimiz insanların profillerine bakıyoruz,'' tamam...
Bir sürü kaos olurken suskun kalmak galiba umur çıtamızla alakalı ..... (tabi bunu erişkin insan evladı ancak  ;   neden sesimi çıkarmıyorum ki?  neden hırlamıyorum ki ?....diye kendi kendine konuşarak  geçirdiği,  kendini sorguladığı zamanlardan sonra farkediyor) Farkındalıklarımız bizi rahatlatıyor , ve bunu böyle zamanlardan sonra keşfettim, rahat mıyım ? hemde nasıl:) ve en büyük keyifmiş kaosun içinde sukunetini korumak..... bu kaosun karşı  kıyısının   egoları ile...

Karaburun

Karaburun virajlı yolları ile motosiklet tutkunlarının en sevdiği şehre yakın ilçedir .Biz bu seyahate önce motosikletle planlayıp, sonra 2 kişi 2 çadır eşyalar vs ve tek motor olmamız sebebiyle arabayla seyahate çevirdik. Ama elbetteki benim aklımı hep'' niye motorumla gelmedim ki'' sayıklaması kemirdi durdu .
Uzun zaman olmuş yazmayalı ... Güya Haftada 2 gün burada yazıp, içimi dökecektim ,dostlarımla nasılsın demeden daha özet iletişimler kuracaktım... Ama olmadı, galiba ben özet ve  hap iletişim şekillerinin insanı değilim.... daha uzun sohbetlerin insanıyım galiba ... ''bir kahve içelim ''buluşmalarımın, olmadığını farkettim, bu yüzden kahve içelim buluşması yemeğe uzuyordu... Galiba kısa süreli yolculuklar bana göre değil, o yüzden devamlı yollardayım :):)) uzun bitmeyen yazda...
Hadi size Kars hikayemi anlatayım; Tüm kış boyunca doğu ekpresi yolculuklarını seyrettim ,okudum, kıskandım hatta cidden fesatlıktan çatladım:) Sonra bir gitme heyecanı geldi kime desem kalk gidelim diye hep bir bahane..soğuk,uzak,tehlikeli... Önce yol arkadaşlarımı buldum:) 1- NASIL GİDİLİR *İzmir'den hemen bir Ankara uçak bileti aldım 25 Mart Cumartesi gününe ben 1 günü de Ankara 'da geçirmeyi tercih ettim dilerseniz sabah uçağı ile gidip akşam...
Bazen atarlı yazılar yazıyorum, çokça yiyorum, genelde geziyorum çünkü bir yerde sabit kalmayı sevmiyorum, hayatın biriktirdikçe çoğaldığına güzelleştiğine inananlardanım. O kadar büyük cümlelerim yok, şu an için kendimce yazıyorum. okuyorsanız ve kim olduğumu merak edip bu sayfaya geldiyseniz teşekkür ederim.

Caferli Köyünü duydunuz mu ?

Şirin bir Ege Köyü Şirin olmasının yanında en önemlisi inanılmaz bir özveri ve gönül adanmış bir proje.Caferli Köyü...

Halfeti efsaneleri