( acaip tırsarim uçaktan, her seyahat sonrası çeyrek hacı sayılirim, -tüm unuttuğum dualar nasıl oluyorsa vahiy halinde gelirler:)- )
Adana havalimanına konduk ve uçuşun son 30 dakikası (açlıktan) keşke yere inince Rıfat’ın (rehberimiz, canımız ciğerimiz bıçkın Adana’lımız)elinde dürüm kebap falan olsa (havainin Adana tarzı; ) ) diye hayal ederek geçti …
Ama tabi ki o bir hayal deyip yere indik:)
Otele bile girmeden soluğu tarihi Kazancılar çarşısında aldık. ..
ilk 10 dk kimseyle konuşmam …
hele bu kadar açsam mümkün değil meze vs…
Kandırmaca sonrasında rakı damar ile buluşur….
🙂
Adana da gelinecek en doğru adresteydik muhteşemdi. . Salaştı ve lezzetli idi…
Bizim egede yoğurtla yapılan kabak mezemiz vardır masada ondan vardı yada ben kendime gelene kadar uzun bir süre öyle zannettim. ..:)
Kandırma aşamasını geçince kavradım ki yoğurt değil Tahinli kabak idi….
O an bir kez daha anladım :”aç insanların şuursuzlukla neler yapabileceklerini:)”
Ve bence yine bir Egeli olarak gerçek humus tatmanın keyfi vardı… geceye damgasını vuran karelerin ardında:)
Yıllar önce Adana’ya geldiğimde deli gibi Adana kebap yeyip, sonrasında ağzına koymayan benim için, humus da ayni kategoriye alınmış oldu bundan sonra….
Yani neymiş; Adana kebap ve humus Adana’dan başka yerde tüketilmezmiş..!
Ye iç güzel iş de ya sonrası?
Tamam söz Adana bu Tombik için altın vuruş nisan ayına kadar yoğun spor başlayacak:)
tabi tombiğin sözü kebabı görene kadar der bir obez atasözü:)
şimdilik bu kadar…
Gecenin delirteni şırdan seramonisi var ki buna Çakır kafayla başlamaz:)
Biraz nefes alıp ayılmam lazım:)
Yarın sırada ne mi var? Tabi ki Antakya:)